DİĞER
“Yerli ve yabancı birçok göz, bu kulenin 130 metro irtifaa yaslanan tepesinden güzel İstanbul’u, şuh Boğazı temaşa edip durmaktadır. Fakat kaç kişi o irtifaın önünde serilen muhteşem manzaradan dikkatini çekip de kulenin sessiz bir belâgatle takrir ettiği heyecanlı tarihe kulağını verir? Bizce zevk, bu kuleden on beş asrı ve o asırları dolduran inkılâbları seyretmektedir!..”
"Muhdes, ihdas edilmiş yani sonradan meydana getirilmiş demek. Hadis kelimesi de aynı kökten gelir. Biz korumacılar vasıfsız muhdeslerden pek hoşlanmayız. Ayrık otu gibi zararlı ot sayılabilir bir bitkinin yanında. Ancak eğer o da tarihi bir değere sahipse muhdes yıkılmaz. Hele muhdesi sökmek yapıya zarar veriyorsa, kesinlikle kırılmaz dökülmez."
Türkiyeli okurun yakından takip ettiği Alberto Manguel, Londra'da katıldığı bir söyleşi sonrasında Musa İğrek'in sorularını yanıtlayarak son zamanlarda başına gelenleri anlattı...
Elizabeth Harrower’ın Gözetleme Kulesi ve Kimi Muhitlerde romanları, yakın ilişkiler içerisindeki insanların birbirlerinin üzerinde ne gibi olumsuz etkileri olabildiğini anlatıyor...
Alberto Manguel, odağına aldığı üç metafora dair yeni soruları, zengin bir kültür tarihi okumasıyla gündeme getiriyor...
İşte, nihayet, Senyör Michel de Montaigne’in kulesi karşımda. Modern denemenin yaratıldığı yerdeyim. Ben böyle bir yerde yazı yazamazdım. Hâlbuki o, burada dünyadan çekilerek dünyaya açmış kendini...
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık